11 Kasım 2016 Cuma

Vajina Temizliği nasıl korunur ? Vajina temizliğinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir ?


Gerek gündelik konuşmalarda gerek TV programlarında ve gerekse de reklamlarda vajinanın çok özel bir temizliğe ihtiyacı olduğu algısı yaratılıyor. Sırf günlük ped reklamlarında kullanılan "pis kokuların önüne geçer" lafı bile vajinanın gün içinde çok kirlenen, pis kokan bir şey olduğu algısını oluşturuyor. Peki gerçekten öyle mi? Vajinanızı yeteri kadar iyi temizliyor musunuz? Gelin birlikte öğrenelim.


1. Esasen vajinanızı kendi haline bırakmanız en iyisi, kendi kendini çok iyi temizleyecektir.

Vajinanız kendi kendini temizleyen bir fırın gibidir. Onu kendi haline bırakmanız halinde kendisini son derece sağlıklı bir şekilde temizleyecektir. Vajinanızda milyonlarcası bulunan, yakın dostlarınız laktobasiller vajinanın içini kusursuz bir temizliğe ulaştırmak için çırpınacak ve ortamı zararlı bakterilerin yaşamasına mümkün vermeyecek şekilde asidik bir hale getirecektir. Yani vajina içi temizliği için ihtiyacınız olan her şeyi sizin için yapacaktır, hiçbir müdahaleye gerek olmadan.


2. Vajinayı buhar ile temizlemek en iyisi diyorlar?

Mesela Gwyneth Paltrowe bunlardan biri. Buhar ile vajinayı temizlemek onu parlatır, ışıl ışıl yapar gibi bir şeyler diyor. Ancak yanlış biliyor. Böyle bir yöntem kesinlikle tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Vajinanızın iç kısmına giren buhar dostlarınız olan laktobasilleri öldürebilir. Ne dedik, bırakın kendi işini kendisi görsün. Buhar falan bunlar acayip şeyler.


3. Bütün bunların yanında elbette ki vajinanın vulva kısmı temizlenmelidir, ama doğru şekilde.

Vulva dediğimiz kısım vajinanın dış kısmıdır ve tabii ki bu bölgenin uygun şekilde temizlenmesi gerekir. Bunun için ihtiyacınız olan tek şey "SU" evet sadece su. Sabun, özel temizleyiciler, parfümlü şeyler, vs. kullanmanıza gerek yok. Duş alırken yumuşak hareketlerle o bölgenizi yıkamanız kesinlikle yeterli olacaktır.


4. Sabun kullanmak zorunda hissediyorsanız en doğal olanını tercih edin.

Kendinizi daha iyi hissetmek için sabun kullanmak isteyebilirsiniz. O zaman kesinlikle içinde katkı maddesi en az olan, mümkün olduğunca doğal sabunlara yönelin. Duş jelleri, bol kokulu sabunlar, vs. gibi ürünler son derece hassas olan vulva derisini tahriş edebilir. Güzel koksun diye çabalarken kızarmış, tahriş olmuş bir vajina ile başbaşa kalmayın.


5. Her gün her gün vajinanızı defalarca özel bir temizliğe tabii tutmanıza gerek yok.

O bölgeniz son derece hassastır. Vücudunuzun diğer bölgelerinde olduğu gibi, orasını ne kadar çok yıkarsanız o bölgenin doğal yapısını bozma, doğal yağlarını yok etme, bakteri florasını değiştirme ihtimaliniz de o kadar yüksektir. Günde bir kere idealdir inanın bana.


6. Ama kaşınıyor!

Kaşınıyor diye illaki mantar, vs. oldunuz demek değildir. Kullandığınız kimyasal ürün miktarını azaltın. Bir iki gün sadece su ile yıkayın göreceksiniz ki kaşıntı kaybolacaktır. Mantar zannedilen kaşıntıların çoğu aşırı kimyasal kullanımına bağlı tahrişlerdir. Tabii devam etmesi durumunda jinekoloğunuza görünmeyi ihmal etmeyin.


7. pH dengesini korumam lazım, ne yapabilirim?

Hiçbir şey, evet pH dengesini korumak için yapmanız gereken tek şey kutuşunuzu rahat bırakmak olacaktır. Yukarıda bahsettik, laktobasiller bu işi layıkıyla yerine getiriyorlar zaten. pH dengesi sloganı ile pazarlanan ürünlere aldanmayın. Sizin vücudunuz en iyi pH dengeleyiciye sahip. Eğer o bölgenin pH dengesi bozulmuşsa bilin ki sizin müdahaleleriniz yüzündendir.


8. Vajina kimyasalları, vajinanın sigarasıdır.

Evet biraz ürkütücü bir benzetme oldu ama işin özü budur. O bölgenize ne kadar çok müdahale ederseniz, doğal yapısını bozma ve hastalıklara açık hale gelme ihtimaliniz de o kadar artar. Kimyasal içerikli ürünleri ne kadar çok ve sık kullanırsanız cinsel yolla bulaşan hastalıklara o kadar açık hale gelirsiniz. Yapmayın.


9. Son olarak bütün bu kimyasallar, duş jelleri, vajina temizleyicileri, buhar banyoları vajinanızın herkesinkinden farklı parlamasına, ışıldamasına sebep olmayacak.

Kimyasallardan uzak durun, bırakın kendi kendini temizlesin, siz de vulvanızı su ve doğal sabunlarla aşırıya kaçmadan temizleyin. Bu kadarı yetecektir.






19 Ekim 2016 Çarşamba

Cinsel İlişkide Doğru Bilinen Yanlışlar

ERKEK HER ZAMAN CİNSEL İLİŞKİYİ İSTER VE HAZIRDIR.
Bu inanış hem erkek hem de kadın için sorun yaratmanın yanı sıra kadın-erkek ilişkisini ve arkadaşlıkları bozucu etkiye sahip. Erkek açısından etkisine bakıldığında, cinsel ilişki istemediği durumlarda erkeği zorluyor, istese de istemese de ilişkiye girmeye çalıştığı ya da yakınlaştığı veya kendisine yakınlık gösteren her kadına cinsel istek duyması gerektiğini sanıyor. Kadın tarafından bakıldığında ise onlara yakınlaşan her erkeğin aklında cinsellik olduğunu düşünüyorlar.
CİNSELLİK İÇİN MUTLAKA EREKSİYON GEREKLİDİR.
Böyle düşünen erkek, cinsel yakınlaşmanın erken döneminde dikkatini penisine ve ereksiyonuna çevirerek kendini sıkıştırıyor, gelişen performans kaygısı nedeniyle cinsel hazzı engelliyor. Özellikle ara ara sertleşme zorluğu yaşayan erkeklerde ereksiyonun yakın takibi, cinsel ilişkiye dair konsantrasyonu bozarak ereksiyon zorluklarının artmasına neden oluyor. Ayrıca sertleşmeye odaklanmış bu yoğun dikkat, erkekte sevişmenin birleşme dışındaki yönlerinin ihmal edilmesine, böylece hem kendi hem de partneri açısından cinsel yaşamın zevklerini sınırlamasına yol açıyor.
CİNSELLİĞİ ERKEK YÖNETİR, HER ŞEYİ BİLİR VE EYLEMİ MUTLAKA O BAŞLATIR. 
Sevişmeyi başlatan ve sürdürenin erkek olması inanışı kadını pasifize ediyor. Bu inanışı, cinsel olarak arzulu ve aktif kadından korkan toplumlar yaratıyor. Özellikle de kendine güvensiz erkekler, eşlerinin cinsel isteklerinin farkına varmaktan rahatsız oluyor. Erkeğin bu rahatsızlığına karşılık olarak kadın da kendini sadece eşinin istediği zaman ve onu memnun etmek için ilişkiye girmeye koşullandırıyor. “Erkek her şeyi bilir” yanlış inanışıysa, cinsel yaşamda bir sorun olduğunda erkeğin kendini yetersiz hissetmesi ve kendi erkekliğini sorgulamasına neden oluyor.
CİNSELLİK İÇGÜDÜSELDİR, ÖĞRENİLMEZ. 
Cinselliğin içgüdüsel yönü olabilir ama cinsel yaşam, aktif çaba ve öğrenilenlerle güzelleşiyor. Cinselliğin içgüdüsel olduğu ve öğrenilemeyeceği yönündeki inanışı, kişileri aktif çaba ve öğrenmenin getireceği katkılardan mahrum bırakacağı gibi, bir sorun yaşandığında kendilerinde eksiklik olduğu algısını da yaratıyor. 
ERKEĞİN PENİS BOYU, CİNSEL İLİŞKİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR. 
Cinselliğin anatomik ve fizyolojik özelliklerine bakıldığında penis boyunun cinsel ilişki için önemli olmadığı görülüyor. Bu konudaki yanlış inanış, erkeklerde penis boylarının yeterli olup olmadığıyla ilgili kaygılarla kendini gösteren, cinsel kimlikleriyle ilgili kuşkularını yansıtıyor. 
HAMİLEYKEN KURULAN CİNSEL İLİŞKİ BEBEĞE ZARAR VERİR. 
Eğer kanama, düşük tehdidi, genital enfeksiyon ve benzeri ekstra bir tıbbi sorun yoksa hamileyken kurulan cinsel ilişkinin bebeğe zararı yok. Çünkü içinde bulunduğu amniyon sıvısı, bebeği dış faktörlere karşı koruyor. Bu konuda, cinsel ilişki sırasında karın bölgesine baskı yapmayacak pozisyonların tercih edilmesi önem taşıyor. Öte yandan gebelikte cinselliğin devam etmesinin hem hormonal hem psikolojik açıdan yararları da bulunuyor. 
ÇİFTLERİN AYNI ANDA ORGAZM OLMASI GEREKİR. 
Cinsel fizyolojileri farklı olan kadın ve erkeğin aynı anda orgazm olması ancak rastlantısal unsurlarla ilişkili olarak yaşanabilecek bir durum. Bu yanlış inanış, aynı anda orgazm olmadıklarında çiftlerde eksiklik duygusuna neden olabiliyor. 
BİR KADININ BAKİRE OLDUĞUNUN KANITI, CİNSEL BİRLİKTELİĞİN ARDINDAN KAN GELMESİYLE ISPATLANIR. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki ilk cinsel birleşmede kızlık zarına bağlı olarak kanama olma olasılığı yüzde 40, yani yüzde 60 kanama olmuyor ya da gözün ayırt edemeyeceği, mikroskobik düzeyde gerçekleşiyor. Bizimki gibi kızlık zarına çok önem verilen kapalı toplumlarda ilk gece cinsel birleşmede kan gelmemesinin, kadının bakire olmadığını gösterdiği inancı bazen kötü olaylara neden oluyor. 
MASTÜRBASYON ZARARLIDIR. 
Mastürbasyon cinselliğin yaşanmasının sağlıklı ve normal bir yolu. Cinsel partneri olmayan kişinin bu isteğini giderme yolu olabileceği gibi, düzenli cinsel partneri olsa da karşı tarafın cinsel ilişki yaşamak için uygun ya da istekli olmadığı koşullarda cinsel isteği gidermede kullanılacak sağlıklı bir etkinlik olarak da öne çıkıyor. Ayrıca cinsel ilişki esnasında çiftlerin tercihine göre, karşılıklı olarak uygulayabilecekleri haz alma aracı olabiliyor. Çeşitli cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde uygulanan cinsel terapilerde ise mastürbasyon tedavi yöntemi olarak kullanılıyor. Mastürbasyonun zararlı olduğu hurafesi, özellikle gençlerin cinsel arzularının farkına varmalarını ve orgazmın hazzını öğrenmelerinin yaratacağı sonuçları engellemek için geliştirilmişe benziyor. 
TÜM FİZİKSEL YAKINLAŞMALAR SEVİŞMEYLE SONLANIR. 
Bu yanlış inanış, eşlerin birbirlerine yakınlık ve sevgi ifadesi olarak temaslarını sınırlıyor. Özellikle erkeğe atfedilen “erkekler cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdır” cinsel mitiyle beraber düşünüldüğünde, eşinin sadece sevgi ifadesiyle sokulduğu durumlarda, her iki taraf da istemediği halde kendilerini cinsel ilişkiye geçmek zorunda hissediyor. 
MENOPOZ, CİNSEL İSTEĞİ ORTADAN KALDIRIR. 
Bu miti, üreme ile sevişmeyi birbirine bağlayan kültürel gelenek yaratıyor. Menopozla beraber kadının cinsel hayatının da bittiğine inanan erkek, eşiyle sevişme isteğini ona çekinerek ifade ederken; kadın da cinsel isteğini bastırma ya da ifade etmeme yoluna gidiyor. 
ERKEKTE SEVİŞME ESNASINDA PENİSİN SERTLİĞİNİ KAYBETMESİ, EŞİNİ ÇEKİCİ BULMADIĞI ANLAMINA GELİR. Sevişme sırasında erkeğin dikkati azalabiliyor veya başka bir nedenle ereksiyon geçici olarak ortadan kalkabiliyor. Erkeğin cinsel arzusu varsa, sevişmeye devam edildiğinde ereksiyon yeniden sağlanıyor. Ancak ereksiyon kaybı erkek açısından da kaygı faktörü olarak algılanırsa, bunun yeniden sağlanması güç oluyor. 
GERÇEK ORGAZM BİRLEŞMEYLE OLANDIR. 
Yapılan çalışmalara göre kadınların yüzde 98’inin orgazm olması için direkt klitoral uyarı gerekirken, sadece yüzde 2’si birleşme esnasında orgazm olabiliyor. Bu fizyolojik bir özellik olsa da söz konusu hurafe nedeniyle kadın cinsel birleşmeyle orgazm olamadığında kendini eksik hissediyor.
ORAL SEKS SAĞLIKLI DEĞİLDİR. 
Oral seks; hem cinsel ilişki öncesi zevk alma aracı olarak, hem de kendisi başlı başına bir cinsel etkinlik olarak sağlıklı cinsellik sınırları içinde yer alıyor. Ancak cinsel organlar ve ağız mikrop almak için uygun bölgeler olduğundan oral sekste dikkat edilmesi gereken husus hijyen ve temizliktir. 
CİNSEL BİRLİKTELİKTE FANTEZİ KURULMAZ, KONUŞULMAZ. 
Cinsel ilişki esnasında çiftlerin birbirlerine ne hissettikleri ve o esnada neyi tercih ettiklerine dair geribildirimde bulunması konsantrasyonlarını ve dolayısıyla cinsel hazzı artırıyor. Ayrıca istemedikleri ve konsantrasyonlarını bozan temasları önlemelerini de sağlıyor. Fantezilerin karşılıklı uygunluklar ölçüsünde yaşanması ise kişilerin kendi içlerinde sakladıkları, cinsel yaşamlarına sokmadıkları arzularının ifade edilmesi ve yaşanmasını sağlıyor. 

9 Ağustos 2016 Salı

Kızlık Zarı Nedir ? Ne işe Yarar ? Nasıl yırtılır ?

 
 Kızlık zarı yani Latince adı ile HYMEN, Yunan ve Roma mitolojilerinde Dionysus ve Afrodit’in oğlu olan "evlilik ve düğün tanrısı" dır.  Gerdek gecesi bu Tanrı'ya adandığından kızlık zarı da aynı isimle anılmaktadır. (Bu tanrının özelliği, kanatlı olması ve elinde bir meşale taşımasıdır)
Himen yani kızlık zarı lokal anestezi altında tamir edilebilir. Kısa süreli tabir edilen dikişlerle yapılan ve birkaç gün içinde cinsel ilişkide kanamaya sebep olacak uygulamalar ciddi sıkıntılar doğurabilir. İlişki gecikirse dikişler açılır ve tamir yetersiz kalacağı için bekaret işareti olan kanama cinsel ilişki sırasında oluşmayabilir.



Kızlık zarı, döl yolu (vajina) mukozasının devamından ve vajina girişinde bir kıvrım oluşturmuş bir zardır. Kızlık zarı, her kadında vardır. Hiç yokmuş gibi görünen kadınlarda bile çok dar ve ince bir zar bulunur. Kılık zarının çeşitli şekilleri vardır. Kızlık zarının ortasında çeşitli büyüklüklerde adet kanının akmasına yarayan delik ve delikçikler vardır. Bazen bu zarda hiç delik olmayabilir ve bu zar vajinayı tamamen kapayabilir. Bu durum kızın ilk adet gördüğünde kızlık zarı vajina mukozasının devamından ve vajina ağzında bir kıvrıntı adet kanının dışarı akmaması sonucu bir takım klinik şikayetlerin ortaya çıması sonucu genellikle tespit edilir. Tedavisi çok basittir. Ufak bir kesik ile zar açılır. Normalde ilk birleşmede kızlık zarının yırtılıp kanaması beklenir. Fakat bazı zarların deliği oldukça büyüktür. Penis yırtılmaya neden olmadan girip çıkabilir. Öte yandan günümüzde kullanılan adet tamponları da kızlık zarının yırtılmasına neden olabilir. Mastürbasyon esnasında orgazma ulaşan kadın fark etmeden kızlık zarını yırtabilir. Yırtık bir zar kendiliğinden eski haline gelmez.
Kızlık zarı tamirinde esas olan ve doğrusu kızlık zarı kalıcı tamiridir. Yani kısa süreli değil aylar sonra da cinsel ilişki olsa kanama işareti alınabilir. Bu yöntem de flep ile tamir denilen yöntem uygulanır kızlık zarının olduğu bölgeden kaldırılan ince bir zar gibi mukoza dokusu ile vajina giriş kanalı daraltılır.
Herhangi bir yara izi yada dikiş izi kalmaz. Dikişler kendiliğinden eridiği için dikiş almayı gerektirmez kızlık zarı dikimi ameliyatı sonrası normal hayata hemen dönülebilir. Pansuman ya da özel bakım uygulanmaz ağrı olmaz. Banyo ve tuvalet ihtiyaçları giderilebilir.
Kızlık zarı dikilerek onarılabilir , burada başarı yırtığın oluş zamanına ve dokuların vereceği cevaba bağlıdır. Kızlık zarının tamirinde esas amaç zarı eski anatomik yapısına kavuşturmak ve cinsel birleşme esnasında kanamanın meydana gelmesini sağlamaktır. Kızlık zarı dikimi cinsel ilişki sayısı ve ilişkinin ne zaman olduğu farketmeksizin yapılabilir, hatta doğum yapmışlara bile uygulanabilmektedir.




Bu resimde bakire genç bir kızın genital organları önden bakış açısıyla görülmektedir. Kızlık zarı, vajina girişinin 1-1.5 cm iç kısmında yer alan ince bir yapıdır.
Kızlık zarı vajina girişini tamamen kapatmaz, ortasında adet kanının ve vajinal salgıların dışarıya akmasını sağlayan bir delik bulunur. Bu deliğin şekli ve yapısı hymen türlerinin belirlenmesinde kullanılır.
Kızlık zarının şekllleri, kalınlığı ve elastikiyeti kişiler arasında büyük farklılıklar gösterir.








KIZLIK ZARININ ŞEKİLLERİ
Anüler Himen (Yuvarlak halka) Kızlık zarı şekli "yuvarlak halka" olup ortasında yine halka şeklinde bir delik bulunur. Ortadaki delik çok büyükse penisin geçişine rağmen zar yırtılamayabilir. Bu durumda "hymen duhule müsait" denir. Halk arasında ise "esnek zar" tabiri kullanılır. En sıklıkla görülen hymen şeklidir(%60-95 oranında)

Kresentrik Himen (Yarımay)  Kızlık zarı şekli "yarımay" dır. Üst kısımda zar daha incedir veya hiç yokken arka kısımda belirgindir. Görülme sıklığı %3.5 ile %20 arasında değişmektedir. Bu tür zarlar genelde ilişki sırasında yırtılmaz.

Septalı Himen (Ara bölmeli) Kızlık zarının orta kısmında boşluğu bölen, "zara ait ara bir doku parçası" vardır. Görülme sıklığı %1.5-5 arasındadır.

Kribriform himen (Çok delikli, kalburumsu) Hymenin ortasında tek değil birden fazla delik vardır. Bu görüntüsü ile kızlık zarı şekli adeta bir "kalbura" benzer. Görülme sıklığı %1'den daha azdır.

İmperfore himen (Deliksiz) (Patolojik tip) Hymenin ortasında delik yoktur ve "vajina girişi tamamen kapalı"dır. Bu zara sahip kızlar hiç adet kanaması görmezler. Normal şekilde gerçekleşen kanama vücut dışına atılamaz ve hymen arkasında vajina içinde birikir. Oldukça ağrılı bir durumdur ve mutlaka cerrahi bir işlemle açılması gerekir. "Hymen Imperforatus" da denir.

Mikroperfore himen (Küçük delikli) Zarın ortasındaki delik çok küçüktür. Adet kanaması olur ancak oldukça ağrılıdır. Bazen cerrahi müdahale ile açılması gerekebilir.

Multipar himen (Doğum yapmışlarda bulunan) Normal doğum yapmış kadınlarda kızlık zarı doğuma bağlı yırtılır ve geriye kalan kısımlar "karinkül (hymen artığı)" olarak adlandırılır.
 
Sık görülen kızlık zarları:
  1. Halka şeklindeki kızlık zarı: Döl yolu ağzını muntazam bir şekilde daraltan ortasında yuvarlak bir deliği olan zardır. Bu en sık rastlanan çeşididir.
  2. Yarım ay biçimindeki kızlık zarı: Adeta bir yarım ay görünümündedir. Oldukça sık görülür.
  3. Dudak şeklinde kızlık zarı: Ortasında yukarıdan aşağıya dar bir yarık bulunan kızlık zarıdır.
Seyrek görülen kızlık zarları:
  1. Deliksiz kızlık zarı: Vajinanın ağzını tümüyle kaplar.
  2. Kalbur zar: Bu tür kızlık zarı oldukça nadirdir. Zar üzerinde farklı boyutlarda delikler bulunur.
  3. Köprülü kızlık zarı: Bu tür kızlık zarında iki delik vardır. Bu iki deliğin ortasında bir köprüyü andıran bir mukoza bulunur.
Şekil dışında kızlık zarları deliğin ve serbest kenarın karakteri, zarın kalınlığı ve mukavemetine göre de sınıflandırılabilir.
Kızlık zarı genelde ilk ilişki, yabancı cisim veya muayenede ile yırtılır. İlk cinsel ilişki esnasında hymen ortasındaki delik penis çapından küçük olduğu için halka şeklindeki zar bir kaç yerden yırtılır ve az miktarda kanama meydana gelir. Bu yırtıklar birkaç gün içinde nedbeleşir ve bir daha kanama olmaz. Çok nadiren ilk ilişkiyi takip eden bir kaç ilişki sırasında da kanama görülebilir.
Kızlık Zarı Tamiri Nasıl Yapılır
Kızlık zarı tamiri birkaç yöntemle yapılmaktadır. Bunlar arasında en sık kullanılanlar kalıcı yöntem de denilen fleb yöntemi ve basit olarak uc uca dikerek yapılan birleştirme tekniğidir. Bu yöntemle yapılan ( Fleb Tekniği ) kızlık zarı dikiminde etraftaki dokulardan alınan mukoza parçası ile yırtılan bölgede yeni bir kızlık zarı meydana getirilmektedir. İşlem sonrası ne zaman ilişkiye girilirse girilsin kanama meydana gelecektir. Bu tip tamirde kaç kez cinsel ilişkiye girildiği veya kızlık zarının ne zaman yırtıldığı önemli değildir. Daha önce doğum yapanlara veya kürtaj olanlara da bu yöntemle kızlık zarı tamiri yapılabilmektedir.
Basit teknikte ( uç uca birleştirme) ise kızlık zarı geçici olarak yırtılan uçlar birbirine dikilir ve cinsel ilişki ile bu bölgeden yırtılma olur, kanama meydana gelir. Bu işlem evlenmeden 3-4 gün önce yapılmalıdır, aksi halde kanama meydana gelmeyebilir.
Kızlık zarının esnekliği:
Bazı kızlık zarları çok kalın ve sert olur ve cinsel birleşmeye müsaade etmez. Bunun tedavisi jinekolojik müdahale ile olur. Bazıları ise adeta lastik gibi genişleyerek penisin geçmesine müsaade eder ve cinsel birleşmede yırtılmazlar. Günümüzde ameliyat teknikleri kazara yırtılmış kızlık zarlarının onarılmasına imkan vermektedir. Kızlık zarı bozulmadan da gebeliğe neden olmaktadır.

Bakirelik:

Tarihsel gelişim içerisinde toplumdaki kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik toplumsal kuramların biri olma niteliğini günümüze kadar sürdürmüştür. Bu toplumsal eşitsizlikte bazılarının yaptığı gibi sadece erkekleri suçlamak doğru olmaz. Bu eşitsizliğin temelinde kadın ve erkeğin cinselliğinin ve cinsel organlarının farklı oluşu yatmaktadır. Pek çok toplumda, bizde özellikle kadının doğurgan oluşu onu eve bağlamıştır. Özellikle kırsal kesimlerde kadının değeri doğurganlıkla ölçülmüş ve çeşitli değer yargıları oluşmuştur. Bizim toplumumuzda bakirelik ve dolayısıyla kızlık zarının gerdek gecesi yırtılıp kan akması olayına dikkatler çekilmiştir. Bakirelik modern yaşam açısından bakıldığında sadece o genç kızı ilgilendirir. Ancak Türkiye’de bakirelik halen toplumsal bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Bazı çevrelerde bakirelik bir namus meselesi olmakta cinayetlerle, mezarda ve hapishanelerde noktalanmaktadır.

Kızlık Zarı Yırtılması ve Kanama:
Kızlık zarı ilişki, travma, kaza veya nadiren de spor yaparken yırtılabilmektedir..Kızlık zarı zarsı ince bir yapı olup vajina girişinden ortalama 2 cm geride yer alır. Vajinayı çepeçevre iç kısımdan sararak içeri doğru bir çıkıntı oluşturur ve vajina iç duvarını daraltır. Normalde vajina genişleyebilen bir yapıya sahiptir, bunu en güzel ve çarpıcı olarak doğum esnasında 10 cm çaplı başın geçişine izin vermesinde görmekteyiz.Ancak kızlık zarı genişleme özelliğine sahip değildir (sadece elastik tip kızlık zarı genişleyebilir) ve içeri giriş olduğunda yırtılarak kanama meydana gelir.Burada kanama değişik miktarlarda olabilir. Eğer kanlanması yoğun bir yerden yırtılma olursa veya aşırı kalın, etli kızlık zarı yapısı mevcutsa kanama aşırı olur ancak kanlanması az olan bölgeden olan yırtılmalarda kanama fark edilmeyecek kadar az olabilmektedir.
Bazı kızlık zarları yukarıda da belirttiğimiz gibi elastik olabilir , bu tip kızlık zarı ortalama her 10 bayandan birinde görülebilmektedir ve bunlarda ilşki ile kanama meydana gelmez. Bu durum bazen eşler arasında büyük problemlere sebep olabilmekte ve eşin kendisini kız olduğunu , daha önce cinsel ilişki yaşamadığını ispatlama çabasına sokabilmektedir…
Kızlık Zarı Dikimi
Kızlık zarı yani himen pek çok toplumda kadında saflığı ve bekareti temsil ettiği için büyük önem taşımaktadır. Çoğunlukla kapalı toplumlarda evlenme öncesi cinsel ilişki tabu olduğu için bekaret büyük önem taşımaktadır. Kimi zaman cinsel ilişki sonrasında duyulan pişmanlık nedeni ile kimi zaman zorla cinsel ilişki, ensest ilişki nedeni ile kimi zaman geçmişinden kurtulmak amacı ile kimi zaman da töre nedeni ile ölüm tehditinden korunmak için kızlık zarı onarımı ihtiyacı doğurur.
Himen yani kızlık zarı lokal anestezi altında tamir edilebilir. Kısa süreli tabir edilen dikişlerle yapılan ve birkaç gün içinde cinsel ilişkide kanamaya sebep olacak uygulamalar ciddi sıkıntılar doğurabilir. İlişki gecikirse dikişler açılır ve tamir yetersiz kalacağı için bekaret işareti olan kanama cinsel ilişki sırasında oluşmayabilir.
Kızlık zarı onarımında esas olan ve doğrusu kalıcı kızlık zarı tamiridir. Yani kısa süreli değil aylar sonra da cinsel ilişki olsa kanama işareti alınabilir. Bu yöntem de flep ile tamir denilen yöntem uygulanır. Kızlık zarının olduğu bölgeden kaldırılan ince bir zar gibi mukoza dokusu ile vajina giriş kanalı daraltılır.Herhangi bir yara izi yada dikiş izi kalmaz. Dikişler kendiliğinden eridiği için dikiş almayı gerektirmez, operasyon sonrası normal hayata hemen dönülebilir. Pansuman yada özel bakım uygulanmaz ağrı olmaz. Banyo ve tuvalet ihtiyaçları giderilebilir.
Kızlık zarı anatomik olarak vajinanın hemen giriş kısmında yerleşmiş, vagina içinde değil vaginanın hemen girişinde , dudakların 1-1,5 cm içindedir ve küçük dudaklara bağlıdır.Ortasında adet kanının ve vaginal salgıların akmasına olanak tanıyan ufak bir delik bulunmaktadır.
Kızlık zarı ilişki, masturbasyon, travma veya muayene ile yırtılabilir.Yırtılma esnasında bir miktar kanama gelmesi beklenir ancak her zaman kanama olmaz ve bu da bizim gibi toplumlarda önemli sorunlara yol açmaktadır. Bazı tip kızlık zarları elastik kıvamdadır ve ilişki esnasında kanama olmayabilir. Bu tip kızlık zarları ancak doğum esnasında yırtılırlar. Kanama olmamasını diğer bir nedeni de kızlık zarının damarsız olan bir kısmından yırtılması veya çok az kanama olup bunu vajinal salgılarla anlaşılamamasıdır.
Kızlık zarı dikilerek onarılabilir , burada başarı yırtığın oluş zamanına ve dokuların vereceği cevaba bağlıdır. Kızlık zarının tamirinde esas amaç zarı eski anatomik yapısına kavuşturmak ve cinsel birleşme esnasında kanamanın meydana gelmesini sağlamaktır. Kızlık zarı dikimi cinsel ilşki sayısı ve ilişkinin ne zaman olduğu farketmeksizin yapılabilir, hatta doğum yapmışlara bile uygulanabilmektedir.
Kızlık zarı dışarıdan bakılınca görülür mü?Hayır. Kızlık zarını incelemek için dışarıdan baktığınızda görmeniz pek mümkün değildir. Çünkü kızlık zarı 2-3 cm içeride kalmaktadır. Özellikle kilolu bayanlarda cilt altı yağ dokusunun kalınlığından ötürü kızlık zarı (hymen) daha derinlerde 4-5 cm içeride olabilmektedir.
Diğer taraftan vajinanın alt ve üst duvarının birbirine komşu olarak durması da vajina girişinde yer alan kızlığın incelenmesini imkansız hale getirebilir.
Tüm bu nedenlerle özellikle sürtünme sonucu olan şüpheli cinsel ilişkilerde kanama gelmesi durumunda, genital alana olan darbelerde veya masturbasyon sırasında içeriye yabancı bir maddenin sokulması sonucunda oluşabilecek olası kızlık zarı (hymen) yaralanmalarında mutlaka deneyimli bir jinekolog tarafından "kızlık zarı muayenesi" yapılması önerilmektedir.
Kızlık zarı ilk cinsel ilişkide mutlaka kanar mı?Hayır. Kızlık zarı kısmen esnek olmasına karşın, vajinanın içine girilen ilk ilişkide kolaylıkla yırtılan ve kanayan damarlardan zengin bir anatomik yapıdır.
Ancak kızlık zarının özgün yapısı bazı kadınlarda penis girişine izin verir ve birden çok defa ilişkide bulunsa bile zarda yırtık meydana gelmez. Bu tür zarlara "duhule (geçişe) müsait zar" adı verilir. Halk arasında ise "esnek zar" veya "elastik zar" olarak adlandırılır. Bu durumda zar ancak normal doğum sonrasında yırtılacaktır.
Diğer taraftan kişiler arası önemli yapısal farklılıklar nedeniyle, kızlık zarı aşırı esnek olanlarda veya zar üzerinde yapısal olarak çok az sayıda damar bulunması durumunda yine ilk cinsel ilişkide kanama gerçekleşmeyebilir.
Bazen de ilk ilişkide yırtılmanın olduğu bölgede hiç damar olmayabilir veya bulunan çok küçük damarlar anında pıhtılaşabilir, böylelikle de hiç kanama izlenmeyebilir.
İlk gecede kızlık zarı kanaması miktarı neye bağlıdır?İlk gecede kızlık zarı kanaması çok az olabilir, hiç olmayabilir veya normalden fazla miktarda olabilir. Bu durum kızlık zarının yapısı ve türü ile yakından ilişkilidir.
Bazı yüksek kenarlı, fazla damarlı ve etli (kalın) kızlık zarları normalden fazla kanayabilir. Hatta bazan bu durumlarda bir takım cerrahi müdahaleler gerekebilir. Ancak bu tür olumsuzluklar oldukça nadir görülmektedir.
Yine bazı kişilerin çocukluk döneminde aldığı katı ahlaki eğitimler ve duydukları abartılı ilk gece hikayeleri, ilk cinsel deneyimlerinde kendilerini kasmalarına bu şekilde penisin girişi ile oluşan yırtıkların normalden fazla kanamaya yol açmasına sebep olabilir.
Kızlık zarının yırtılması (bekaretin kaybı) ağrıya neden olur mu?Çoğu zaman kızlık zarı bozulması (bekaretin kaybı) sırasında hiç bir ağrı hissedilmemaktadir. Ancak bazı kadınların ilk ilişki sırasında kendilerini kasmaları sonucunda veya kızlık zarının normalden kalın - yüksek kenarlı olması durumlarında ağrı ve kanama beklenilenden fazla olabilir. Ağrı biraz da kişinin ağrı eşiğinin düşük olması ile ilişkilidir.
Genel olarak kızlık zarının yırtılması sırasında dayanılmayacak kadar çok bir rahatsızlık olmaz. Burada erkeğin davranışı ve yaklaşımı da son derece önemlidir. İlk ilişki ister istemez her kadında endişe ve korku sebebidir. Erkeğin yavaş, anlayışlı ve yumuşak davranışı olayın ağrısız olmasını sağlar.
Ayrıca her ilişkide olması gerektiği gibi ilk ilişkide de "ön sevişme" denilen kısım mümkün olduğunca uzatılarak vajenin yeterince ıslanmasının sağlanması, ilişkinin daha rahat ve ağrısız olmasına neden olacaktır.
Kızlık zarı kanaması miktarı ne kadardır?Kanamanın miktarı genelde çok azdır ve kısa sürede kendiliğine durur. Ancak çok nadiren hymen arkasından bir damar açığa çıkması sonucunda kanama durmazsa cerrahi müdahale ile dikiş atılması gerekebilir.
Bazı durumlarda ise vajina girişinde, hatta derinlerde yırtıklar meydana gelmesi ("Coit yırtıkları") sonucu şiddetli ve durmayan bir kanamalar görülebilir. Bu gibi durumlarda cerrahi müdahale ile dikiş atılması gereklidir.
Kızlık zarı bozulduğunda mutlaka kanama olur mu?Hayır. Bazı durumlarda kızlıkta yırtık meydana gelmesine rağmen hiç kanama olmayabilir. Özellikle yırtık damarsız bir bölgeden geçmişse kişide kanama olmayacaktır.
Vajinal kanama olması kızlık zarının yırtıldığını mı gösterir?Hayır. Bazı durumlarda kızlık zarı bozulmaz ancak dış kısımlarda yırtık ya da sıyrık olabilir ve buralardan kanamalar görülebilir.
Kızlık zarı ilişki dışında başka bir yolla bozulabilir mi?Kızlık zarı genelde vajina içine giren ve genişliği hymen ortasındaki halkadan daha büyük olan cisimler ile de yırtılabilir. Ancak nadiren ata ya da bisiklete binme, bacakları çok açmayı gerektiren bale gibi aktiviteler, karete, tekvando gibi sporlar, kaza ve travmalar sonrasında da bozulabilir veya zedelenebilir.
Kızlık zarı sürtünme ile bozulur mu?Kızlık zarı sürtünme ile bozulmaz. Yalnızca içeriye yabancı bir madde sokulması, vajinaya darbe alınması veya penisin girmesi ile yırtılma olmaktadır.
Mastürbasyon kızlık zarına zarar verir mi?Hayır. Vajina içine bir şey sokmaya denenmediği taktirde, dıştan mastürbasyon kızlığa zarar vermez.
Kızlık zarı kendi kendine iyileşir mi?Hayır. Bir kez zedelenen kızlık zarı daha sonra hiç ilişki olmasa bile kendi kendini onarmaz.
Kızlık zarında doğal çentik nedir?Bazen bir ilişki olmasa da kızlık zarının serbest kenarı düz olmaz ve çentikler bulunur. Kadınların yaklaşık %20'sinde doğuştan gelen, "doğal çentik" adı verilen ve zarın tabanına kadar inmeyen bu tür çentikler bulunabilir. Doğal çentiklerin tespiti kızlık zarı muayeneleri ve adli tabiplik bekaret raporları açısından önemlidir.
Kızlık zarının ne zaman bozulduğu anlaşılabilir mi?
Yırtığın eski yırtık mı (7 günden sonra), yoksa yeni yırtık mı (7 günden önce) olduğu kızlık zarı muayenesi ile anlaşılabilir. Ancak aradan 7-8 günden fazla zaman geçmişse (eski yırtıklarda) ilk ilişkiyle zarın ne zaman bozulduğu anlaşılamaz.
Kızlık zarının bozulduğu nasıl anlaşılır ? "Bekaret kontrolü (bekaret kontrolü)" nasıl yapılır?
Kanamanın olup olmaması ile kızlık zarının bozulup bozulmadığı anlaşılamaz, bu ancak bir kızlık zarı (himen) muayenesi ile anlaşılır. Muayene son derece kısa ve ağrısız bir işlemdir. Bunun için uzman jinekolog gazlı bez ile büyük dudakları çekerek kızlık zarını gözlemler, böylelikle kişinin bakire olup olmadığı anlaşılmış olur.
Kendi kendine kızlık muayenesi olmaz. Ayna ile hymeni görebilirsiniz ancak bunu yorumlamak bir deneyim gerektirir.
Bazı durumlarda bir jinekolog bile buna karar veremeyebilir ve "kolposkopik incelemeye" gereksinim duyabilir. Kolposkopi cihazı, vajenin, rahim ağzı ve dış genital organların bir mikroskopla büyütülerek incelenmesini sağlayan cihazdır. Özellikle "doğal çentik" bulunan hymenlerde bekaret kararını vermek güç olabilir.
Bir kişinin bakire olup olmadığı yapılan kan testi, ultrason, MR veya Bilgisayarlı Tomografi ile anlaşılabilir mi?
Hayır. Tüm bu yöntemlerle anlaşılmaz. Yalnızca deneyimli bir jinekolog tarafından yapılan jinekolojik muayene ile anlaşılabilir.
Bekaret raporu kimler tarafından verilir?
Bekaret raporu genellikle adli olgularda kişiler veya çiftler tarafından istenmektedir. Bekaret raporu, kişinin kendi rızası ve yazılı izni olmak kaydı ile devlet hastaneleri veya adli tıp kurumlarınca verilmektedir.
18 yaşından küçük kişilerde bekaret raporu için anne ve babanın rızasının alınması şartı bulunmaktadır.
Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşabilir mi?
Evet. Gebelik oluşması için kızlık zarının bozulması şart değildir. Önceden anlatıldığı gibi esnek olan bir zar tam bir cinsel ilişkide bozulmamış olmasına karşın gebelik oluşabilir.
Diğer bir olasılık da yine ender görülmesine karşın erkeğin kızlık zarına çok yakın bir yere boşalmasıdır. Spermler kamçılarıyla hareket eden hücreler olduklarından vajinanın girişinden rahim ağzına ve buradan da tüplere geçerek yumurta ile karşılaşıp birleşerek (döllenme sonucu) dış gebelik de dahil olmak üzere gebeliği başlatabilirler.
Bu nedenlerle tam bir ilişki olmasa bile (dışarıya boşalma ile) gebelik şansı düşük gibi görülse de bu şans hiçbir zaman sıfır değildir.
Kızlık zarı bozulmadan muayene ya da kürtaj yapılabilir mi?
Evet. Zar yapısı uygun olan -yani açıklığı geniş olan- kişilerde hymen yapısına zarar vermeden "spekulum incelemesi" hatta kürtaj dahi yapılabilir.
Bakire bir kadının jinekolojik muayene olması mümkün müdür?
Jinekolojik muayenenin en önemli aşamalarından biri vajinanın ve rahim ağzının gözlenmesi için yapılan "spekulum muayenesi"dir. Günlük tıp uygulamalarında bakire olanların muayenesinde çoğunlukla bu işlem uygulanmamakta ve elle muayene makattan yapılmaktadır.
Öte yandan akıntı sorunu olan hemen hemen tüm bakire genç kızlarda ve kız çocuklarında vajinal kültür almak mümkündür.
"İlk gece"de nelere dikkat etmek gereklidir?
İlk gecede veya daha geniş anlamıyla ilk cinsel ilişkide hem kadına hem erkeğe düşen önemli görevler vardır. Bu ilk deneyimin güzel ve hatırlandığında iyi duygular uyandıran bir deneyim olması için ön koşul kadının kendini psikolojik olarak rahat ve hazır hissetmesidir. Ayrıca karşı cinsel eşe güven de son derecede önemlidir.
İlk cinsel deneyimin illaki ağrılı değildir. Kadın kendini yeterince gevşettiğinde, erkek de yumuşak ve hoşgörülü davrandığında ağrısız bir ilk deneyim gerçekleşmesi çok olasıdır.
Erkek biraz sabırlı davranmalı ve "ön sevişme" denilen sürecin uzatılarak vajenin yeterince ıslanması sağlanmalıdır. Böylelikle penisin vajinaya girişi kolaylaşacaktır. Ayrıca, kayganlaştırıcı jel (=lubrikantlar) olarak eczanede satılan ve reçetesiz alınabilen ilaçlar da ilişki öncesi genital bölgeye uygulanabilir.
Kadınların ilk deneyimlerinde en önemli korkularından biri gebe kalmaktır. Bu yüzden erkeğin prezervatif kullanması veya kadının doktoruna danışarak uygun bir korunma yöntemini kullanmaya başladıktan sonra ilişkide bulunması en idealidir.
Hymenektomi (Hymenektomi)
Hymenektomi (Himenektomi) “kızlık zarının cerrahi bir kesi ile çıkartılması” işlemidir. Özellikle yeni evli bayanlarda ilişki sırasında aşırı bölgesel hassasiyet veya darlık olması sonucunda ilişki dayanılmaz ağrılı bir hal alabilir
Bazen de kızlık zarının normalden kalın bir şekilde olması da ağrıyı arttırıcıdır. Bu tür durumlar, kadınlarda ağrının normalden fazla hissedilmesi sonucunda vajina ve kasık bölgesinde kasılmalara yol açarak penisin içeriye girmesini engeller ve ilişkiyi daha ıstıraplı hale getirir. Bazen de ilişki tamamen imkansız bir hale gelebilir.
Bu gibi durumlarda himenektomi -yani kızlık zarının cerrahi olarak kesilerek çıkartılması- ile problem aşılabilir.
GİZLİLİK TAAHHÜTNAMESİ
Muayenehaneye başvuru nedeniniz ve size ait kaydedilen tüm bilgiler sizin yasal haklarınız kapsamında ( TC Sağlık Bakanlığı Hasta Hakları Yönetmeliği RG 01.08.1998 ,23420 ) tümüyle gizli tutulacaktır. Başka şahıslara hastalığınız, tedaviniz ve şikayetiniz hakkında bilgi verilmesi mümkün değildir.

11 Ocak 2016 Pazartesi

Ücretsiz Jigolo Hizmeti-


Merhabalar ben Emre ;

Atılacak mailler içinde çift yada tek bayan seçerek hiç bir ücret almadan zevkin doruklarına çıkaracağım içimden geldi arada bir de ücret almadan zevkine yapmak gerek :)

Maillerinizi beklemekteyim.

İletişim:
Mail: emrekesking1@gmail.com

22 Aralık 2015 Salı

Cinsel Birleşme - Sex Pozisyonları Nelerdir ?

Erkeğin Üstte Olduğu Pozisyonlar
En alışılmış pozisyon, erkeğin üstte, kadınla yüz yüze olduğu pozisyondur. (Genellikle «misyoner» ya da «evlilik» pozisyonu adı verilir.) Kadınların çoğu bu pozisyonu yeğler.
 
Misyoner poziyonu, öteki pozisyonların çoğundan daha elverişlidir. Birleşme daha az derin, uzun süreli ve duygusal ya da derin, kısa süreli ve sert olabilir. Bir çift, birleşmeye bu pozisyonla başlayabilir; erkeğin orgazmını geciktirmek amacıyla, birleşme sırasında pozisyon değiştirilebilir ve daha sonra birlikte orgazm için en uygun pozisyon olan misyoner pozisyonuna dönülerek birleşmeye son verilebilir.


Misyoner Pozisyonun Temeli
Bu pozisyon kadını gevşetir, birleşmeyi kolaylaştırır ve erkeğin alt karın (pel-vis) darbelerine yardım eder. Aynı zamanda karşılıklı okşamaya ve öpüşmeye de uygundur. Bununla birlikte, derin birleşme, daha fazla hareket özgürlüğünden hoşlanan bazı kadınları rahatsız eder. Erkek çok ağırsa ya da erken boşalma sorunu varsa ya da kadın ileri gebelik dönemindeyse, bu pozisyon uygun değildir.

 Kadının Üstte Olduğu Pozisyonlar
Misyoner pozisyonunun karşıtı olan pozisyonda çift, yüz yüze ve kadın erkeğin üstünde ata biner gibidir. Bu ona, cinsel ilişkinin şiddetini ve süresi-
ni denetleme olanağı sağlar. Diz çökmüş olarak başlayıp pozisyon da değiştirebilir. Örneğin, teması kaybetmeden uzanabilir. Bazı seksologlar, bu pozisyonun iki eşe de en çok haz veren pozisyon olduğunu ileri sürmektedirler.






Bu pozisyonda, kadın, erkeğin ağırlığından kurtulmuş olduğundan pelvis darbeler yapabilir ve birleşmenin derinliğini duyabilir. Erkek onu serbestçe okşar ve orgazmı geciktirebilir. Bu pozisyon özellikle kadının kısa ve erkeğin uzun olduğu çiftler için uygundur. Ancak kadın otururken yapılacak ters bir hareket acı verebilir, pasif rol erkeğin hoşuna gitmeyebilir. Bu pozisyon gebe kalmaya pek uygun değildir.

Eşlerin Yan Yana Olduğu Pozisyonlar
Eşlerin birbirlerinin ağırlığını taşımak zorunda kalmamaları ve kollarının serbest kalıp birbirlerine sarılabilmeleri, bu pozisyonun üstünlükleri arasında
sayılabilir. Bunun yanı sıra, bazı çiftler yeterli uyarı olanağı vermediğini öne sürerek bu pozisyonu elverişsiz bulmaktadır.





Ayakta Pozisyonlar
Ayaktaki pozisyonlar genellikle aceleyle, gizli ve rahatsız koşullarda uygulanmaktadır. Bununla beraber, en iyi koşullarda bile eşlerin boyları farklı ise durum zorlaşır. Bazı pozisyonlar erkeğin eşini yerden kaldırmasını gerektirir; bu, boy sorununu ortadan kaldırır, ancak erkeğin yorulmasına neden olabilir.





Daha kısa olan eş bir eşyanın, örneğin, kalın bir kitabın üstünde ayakta durabilir.
Arkadan Sarılarak Birleşme Pozisyonları
Çoğu kişiler arka yolla birleşmenin doğaya aykırı olduğunu savunurlar. Oysa ki, hemen hemen tüm memeliler yalnızca bu şekli uygular. Bu yeterli





derecede derin birleşmeyi ve klitoris üzerinde hoşa giden bir baskı sağlar. Uzanarak, diz çökerek, oturarak ve ayakta uygulanan değişik pozisyonlar vardır. En azından bunlardan bazıları her yaşta çifti tatmin etmektedir. Hatta bazı pozisyonlar, öteki birleşme şekillerinin çoğunu olanaksız kılan fiziksel koşullarda olan kişilere özellikle uygundur.


Özel İsteklere Cevap Veren Pozisyonlar


Yeni duygular tatma isteği, insanların çoğunu cinsel birleşmede mümkün olan yüzlerce pozisyonu denemeye itmektedir. Daha az kullanılan pozisyonlardan bazıları ise yeniliğin ötesinde bazı fiziksel ve psikolojik sorunları


çözümlemeye yarar. Gebe bir kadın için, şişman olan eşler, sırt ağrısı çekenler, penisi kısa olanlar için ve eşi kendisinden uzun "ya da kısa olanlar için hiç denenmemiş, hatta düşünülmemiş bir pozisyon en iyisi olabilir. Doğru pozisyonun seçimi, hiç orgazma varamayan bir kadının orgazma varmasına ya da iktidarsız bir erkeğin sorununun üstesinden gelmesine, hatta görünüşte kısır olan bir çiftin çocuklarının olmasına yardım edebilir;

 
Bakirelere Uygun Pozisyonlar


1.     İlk kez ilişkide bulunanların çoğu «misyoner» pozisyonunu seçmektedir. Bakire kadın ve erkekler için pozisyon ve şekil çok önemli değildir. Yaklaşım, yavaş ve düşünceli olmalıdır. Ön hazırlık vajinanın kayganlığını sağlar ve özellikle geçmişteki «petting» deneyimleri, kadının kızlık zarını genişletmiş ya da yırtmışsa, kadının rahatsızlığı azalır.


Gebe Kalmak İçin Uygun Pozisyonlar


2.     Kadın, dizleriyle erkeğin omuzlarına dayanır. Bu, kilolu kadınlarda tam birleşmeye ve spermlerin rahim ağzının yakınında birikmesine yardım eder.


3.     Diz çökmüş olarak yapılan arka yolla birleşme, eğer rahim retrovers (arkaya dönük) ise spermlerin rahim kanalına ulaşmasına sağlar.


Sorunlu Kişiler İçin


4.     Kadın, erkeğin üzerinde doğrulur. Bu pozisyon kadının vajinası darsa tam birleşmeye ulaşılmasını sağlar.

5.     Yan yana, yüz yüze pozisyon, hastalara, yorgun kişilere ve boyları birbirinden çok farklı eşlere yardım eder.
6.     Bu yan yana arka yolla birleşme pozisyonu zayıf ereksiyon sorunu olan erkeklere önerilir.
7.     Kadının üstte olduğu bu pozisyon, erkek iktidarsızlığının ve erken boşalmanın tedavisi olarak önerilir. Ayrıca orgazm olmayan kadınların tedavisinde başlangıç pozisyonu olarak yararlanılır.
8.     Bu yan yana pozisyon kadının istem-dışı kalça hareketlerini daha kolaylaştırır ve orgazma ulaşmasında yardımcı olur (7). Pozisyonun devamı olarak önerilir.
Gebelik Sırasındaki Pozisyonlar
Geçmişteki kendiliğinden düşükler nedeniyle, doktor tarafından ilk üç ayda ilişki yasaklanmamışsa, gebelik süresince önerilir. Çift, normal ilişkide bulunabilir. Gebeliğin ilerlemesi ve karnın büyümesi ile klasik ilişkiler zor ya da olanaksız olmaya başlar. İleri gebelik dönemindeki bir kadın için karına doğrudan basınç yapılmasından sakınan ya da en azından birleşmenin derinliğini denetlemeye izin veren pozisyonlar gereklidir.
9.  Eşler, yatak üzerinde bir arka yolla birleşme pozisyonunda diz çökerler ve erkek, çok fazla derine itmekten kaçınır.
10. Kadın, bacakları, vücudunu taşıyacak şekilde, açık olarak yatar. Karın üzerine basıncın olmaması bu pozisyonu gebeliğin son dönemlerine uygun kılar.




11.   Çift, arka yolla birleşmek için yan yatar. Burada da karına baskı yoktur.
12.   Çift bir sandalye üzerinde birbirine sarılır. Kadın, erkeğin üzerine oturur. Böylece birleşmenin derinliğini denetleyebilir.
Sırt Ağrısı Çekenler İçin
Sırt ağrısı çeken kişiler alışagelmiş pozisyonlarda çok rahatsız olabilirler. Oysa sıklıkla daha az kullanılan yöntemlerden yararlanabilirler ya da en azından onlara katlanabilirler. Şefkatli bir eş bu pozisyonları bulmaya çalışacaktır. İşte sırt ağrısı çeken kişilerin çoğuna uygun dört pozisyon:
13.   Erkek yatağa yatar, kadın ata biner gibi oturur, öne eğilir. (Sırt ağrısı çeken erkektir.)
14.   Erkek arka yolla birleşmek üzere ayakta durur, kadın aşağıda, yatağın üzerinde diz çöker. (Sırt ağrısı olan erkektir.)



15.   Kadın yatağa yatar, erkek ise bacakları arasında ileriye doğru kendini kaldırır. (Ağrısı olan kadındır.)
16.   Bir sandalye üzerinde yüz yüze, kadın erkeğin üzerine pelvik darbeler yapabilecek şekilde oturur. (Ağrısı olan erkektir.)
Cinsel Birleşme Seçenekleri
Penis, vajinaya girmeden de aşk yapılabilir. Birçok çift burada tanımlanan öteki cinsel etkinliklerden karşılıklı zevk alırlar. Bunlar, birleşmenin yerine ya da birleşmeden önce ya da sonra, sevişme sırasında uygulanabilirler. Birleşmenin yerine kullanıldıklarında gebelikten korunma avantajları da vardır ve böylece Ogino-Knaus gibi doğum kontrol yöntemleri kullanan çiftlere bazen önerilebilir.
 
Mastürbasyon, çiftler arasında yaygın bir cinsel etkinliktir. Genital birleşme araçlarının dışındaki araçlarla genital erotik bölgelerin uyarılmasını içerir. Uyarma yöntemi olarak sıklıkla kullanılan mastürbasyonu, bir eş, öbürüne uygulayabilir ve orgazma kadar sürdürebilir. Zevki doruğa çıkarmak için her eş öbürünün tercihlerini tanımalıdır. Örneğin, bir erkeğe mastürbasyon yapan bir kadının hangi hız ve hangi baskının onun daha çok hoşuna gittiğini bilmesi gerekirken, erkeğin de kadınların çoğunun klitorise uyarılar sırasında baskının doğrudan doğruya üzerine değil de, yandan ya da civarına gelmesine tercih ettiklerini bilmesi gerekir.


6 Temmuz 2015 Pazartesi

Öpüşmeden önce bilmeniz gereken kurallar

1. İlk öpüşme için gerekli olan sessiz zaman dilimi.
Lafım zaten öpüşmeyi şiar edinmiş arkadaşlara değil, onlar bu kısa, sessiz zaman dilimini zaten görmüşlerdir mutlaka, görmüşler ki öpüşmüşler. Benim lafın “ulan olm ne zaman öpeceğim ben kızı?” diye düşünen arkadaşlar için. Doğanın müthiş bir dengesi var, hiçbir şeyi eksik bırakmamış. Herkese istediğini veriyor ama bunu kör göze parmak şeklinde yapmıyor. İnceliklerini, doğayı okumayı bileceksin. Depremi de haber veriyor sana, yağmuru da, karı da, fırtınayı da. Bütün bunların yanında kadın erkek ilişkilerine dair de ipuçları veriyor. Ne zaman öpeceksin, ne zaman elini tutacaksın, ne zaman evine çağıracaksın hepsinin yanıtları doğada var. İşte tabiat ana ilk öpüşme için de bize bir sinyal veriyor; öpüşmenin hemen öncesinde oluşan birkaç saniyelik sessiz zaman dilimi. Filmlerde, dizilerde, belki hayatın içerisinde şahit olmuşsunuzdur. Adam kızı evine bırakır, kapının önünde biraz konuşurlar, iyi geceler diler tam ayrılacaklarken birkaç saniyelik sessiz bir zaman dilimi olur. İkisi de birbirinin gözlerine bakar ama hiçbir şey demez, işte bu an öpüşmenin geleceğini, gelmesi gerektiğini anlatan zaman dilimidir. Bunu okumasını, yorumlamasını bilen kızı öper, anlayamayan mal mal bakıp gider. Mesela kızla gülüp, şakalaşıyorsunuz. Hahaha hohoho gülüşürken ikiniz birden bir an için durulup gözlerinize bakıyorsunuz ya işte o an öpüşmenin gelmesi gereken andır. Bu öpüşmeyi haber veren kısa bir zaman dilimidir, fırsatı kaçırmamanız gerekir. Bu an şakalaşmanın bittiğini işaret eder, bu anı iyi değerlendirin, tekrar gülmeye başlamayın ya da “ulan ne güldük be!” gibi ebleh bir çıkış yapmayın. Doğa isteyene istediğini verecek, bunu da önceden bildirecek şekilde ayarlanmıştır. Bu işaretleri okumasını bilin. Zamanları heba etmeyin. Diyelim ki konuşuyorsunuz, hararetli hararetli bir şeyler anlatıyorsunuz pat diye sustunuz, o da sustu… Yapışacaksın alt dudağa, bir kere kaçırdın mı bu anı bir daha toparlayamazsın diyeyim ben sana. Hadi kolay gelsin………………….. Mesela şu zaman diliminde benim dudağımı kapmış olman gerekiyordu.
 
2. Öpmek için eğilip devam etmeden 3 saniye beklemek.
İlk defa öpüşüyor olmanın olmazsa olmaz erkek tarafı ritüelidir. Erkek, öpmek için usulca kadına eğilir, gideceği yolun 3’te ikisini aldıktan sonra yaklaşık 3 saniyelik bir es verir, nefesi kadının yüzüne çarparken duraklar, bu an öpüşmekten bile daha zevkli ve heyecan uyandıran bir andır, kadının duruşunu bozmadığını görmesinin ardından devam ederek öpüşmeyi başlatır. Bu 3 saniyelik es, kadına bir şans daha vermektir. Kadın o süre içerisinde vazgeçerse ani bir hareketle döner veya erkeğin boynuna sarılarak öpüşmenin önüne geçer. Yok öpüşmeye hazırsa gözler kapalı dudaklar hafif aralık nefes alışlarla devamını bekler. O 3 saniye önemli onu diyorum.
 
3. Erkeğin kadını kendine doğru çekip kafasını eğmeden yaptığı öpüşme türü.
Kadınlar gelip bana dese ki ‘bize öyle bir adam söyle ki evlenmekten sakınalım’, hiç düşünmeden kadını kendine doğru çekip, kafasını eğmeden öpüşen adam derim. Bunlar bencildir, şiddete meyillidir, sinirlenince gözleri hiçbir şeyi görmez, küfürbazdırlar, kadının yerini, haddini bilmesi gerektiğini düşünürler, onlara göre erkek her alanda üstündür ve bu kabul edilmelidir. Toplum içinde kadına saygı göstermez, istediği yapılmayınca sinirlenir, küfreder, telefonda sinirlendirirseniz metrobüste bile olsa bağırmaya başlar, saygısız, kaba ve rahatsız edicidir. “Bütün bunları kadını kendine çekmesinden mi çıkardınız?” hayır, kafasını eğmemesinden. Yeri geliyor kadını biz de çekiyoruz ama kafanın eğimi önemli (25-40 derece)
 
4. Erkeğin kadını ağzının iki kenarından tek eliyle tutup gerçekleştirdiği öpüşme türü.
Kavga sahnelerinde görmeye alışık olduğumuz “senin ağzını büzerim” tadında yapılan tek el ile karşı tarafın ağzını büzme hareketini öpüşmeye uyarlamış erkektir. Kadını yanaklarından tek eliyle tutar, kendine çeker, öper ve bırakır. Tek taraflı biraz da zoraki bir öpüşmedir bu. Aslında öpüşme bile değil de öpmedir. Ancak karizmatik, olgun erkeklerin elinde bir silaha dönüşebilir. Kadının yanağı fazla sıkılmamalı, kadının erkeğe kendi isteğiyle yaklaşmasına izin verilmeli ve öpüşürken gözler kapatılmamalıdır. Öpüşmenin ardından erkek sanki hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden devam etmelidir. Bu öpüşmenin ardından bir sevişme olması mümkün değildir. Bu öpüşme erkeğin kadına üstünlüğünü kabul ettirdiği, ipler benim elime mesajını verdiği bir öpüşmedir. Kadın bunu kabul ederse ileriki aşamalara geçilebilir. Tepki gösterirse, erkek “sen bilirsin” diyecektir. Clint Eastwood böyle öper mesela kadınlarını, John Wayne de böyleydi, bizde Kadir İnanır bu akımın temsilcilerindendir.
 
5. Kadının sırtını erkeğe yasladığı tersten öpüşme türü.
Genellikle kucak kucağa oturulan pozisyonlarda gerçekleşen bir öpüşme türdür. Pikniklerde, üniversite bahçelerinde, açık hava sinemalarında en çok görülen öpüşmedir. Masum bir öpüşme olarak başlar ancak kısa sürede kızın tamamen erkeğe dönmesiyle biçim değiştirir. Eğer kızın geri dönme ihtimali yoksa, bir süre ateşli şekilde tersten devam edip söner. Kız dönmemeye niyetliyse erkeğin yol göstermesi gereklidir. Kızı omuz başlarından hafifçe tutup bir tık çevirmesi kızın dönmesi için yeterlidir. Eğer kız direniyorsa demek ki ilerisini istemiyordur. Hayvan gibi abanıp kızın omzunu çıkarmaya gerek yok.
 
6. Kadının erkeğin ellerini tuttuğu öpüşme türü.
Sadece öpüşmek istiyorum, elin ayağın rahat dursun mesajı veren bir öpüşme türüdür. Kız kasık hizasında erkeğin iki elini de tutarak öpüşür. Erkeğin herhangi bir müdahalede bulunması imkansızdır. Erkek ellerini kurtarmak istediğinde, sinyali alan kız derhal öpüşmeyi kesecek ve kendini geri çekecektir. Ne zaman ki erkek yine ellerini kıza teslim edecek, öpüşme tekrardan başlayacaktır. Çekingen kız, uçarı erkek öpüşmesidir bu. Erkeğin sürekli kızı sevişmeye ikna etmeye çalıştığı ama kızın buna yanaşmadığı ilişkilerin öpüşmesidir. Bunun bir sonraki aşaması ellerin erkeğin göğsüne konması, ardından da boynuna dolanmasıdır. O aşamaya kadar erkek sadece dudaklarla yetinmek durumundadır.
 
7. Kadının erkeği iterek bitirdiği öpüşme türü.
“Yeter git, yoksa şuraya devrilip kendimi sana sunacağım” türü bir öpüşmedir. Kadının vücut dilini olanca kabalığıyla kullandığı bir öpüşme türüdür. Uzun süren, ateşli öpüşme bitmeyince ve kadın hafiften kendini bırakma noktasına gelince can havliyle erkeği iterek öpüşmeyi bitirir. Erkeğin bu noktada yapması gereken, hiçbir şey demeden ama uzaklaşmadan beklemektir, çünkü bu öpüşmelerin “tam bitti derken ateşli şekilde yeniden başlayan öpüşmeye” dönme ihtimali çok yüksektir. Ancak erkeğin ısrarcı olması, kadını tutup kendine çekmeye çalışması olumsuz sonuçlar doğurur. Kadının kendini savunmaya çalışması ile kötü görüntüler ortaya çıkabilir. Sakin ve kararlı olunursa erkeği iten kadın çekmesini de bilecektir. Ha, çekmiyorsa yapacak bir şey yok, bir dahaki buluşmayı bekleyin illaki bir şeyler olur.
 
8. Kadının erkeğin dudağını ısırarak bitirdiği öpüşme türü.
Daha doğrusu kadının erkeğin dudağını ısırarak bitirdiği değil de, dudağı ısırılan erkeğin “n’apıyosun sen ya?” diyerek kaçtığı öpüşme şeklidir. Kadının domine ettiği, yönlendirdiği, erkeğin kadına ayak uydurduğu bir öpüşme şeklidir. Eğer sonunda kadın istiyorsa erkek kaçabilir ama kadının aklında başka planlar varsa, erkek kaçsa bile yakalanır. İlginçtir ki bu öpüşme türü sessiz sakin görünen kadınlara ait bir öpüşme türüdür. İlk bakışta sanki vamp, şehvetli kadınlara aitmiş gibi görünse de asıl uygulayıcıları sakin, dış görünüşü son derece normal kadınlardır. Sakin atın çiftesi pek olur sözünü destekleyen bir öpüşme türüdür. Yine kadının baskın olduğu, üstte yer aldığı, hafif sado-mazo bir sevişmenin habercisidir. Eğer böyle bir sevişmeye hazırsanız, dudağınızı ısıran kadına daha şiddetli bir ısırıkla karşılık vermenizde hiçbir sakınca yok. Ama kaçarsanız bilin ki yakalanacak ve cezalandırılacaksınız!
 
9. Kadının ellerini erkeğin göğsüne koyduğu öpüşme türü.
Araya mesafe koymak isteyen kadınların gerçekleştirdiği öpüşme türüdür. “Seninle öpüşüyorum ama şimdilik bu kadar, başka zaman belki sevişiriz” demenin kısa yoludur. Ateşli bir öpüşme değildir, daha ziyade erkeği avutmak, öpüşmüş olmak için yapılan bir öpüşmedir. Erkeğin sürekli öpüşmeyi harlandırmak istediği, ancak kadının erkeğin göğsüne koyduğu elleriyle bunun önünü kesiti bir öpüşmedir. Eğer bir öpüşmede kadın ellerini göğsünüze koyuyorsa, o öpüşmeden sadece öpüşme bekleyin, ilerisini pek aklınıza getirmeyin. Çünkü öpüşmenin devamında kızın elleri aşağı kayarken boşalan yeri başı alacaktır. Göğsünüze yaslanıp salınmaya başlaması ise gecenin sonunun geldiğinin habercisidir.
 
10. Kesintili vahşi öpüşme
En ateşli ve yıpratıcı, bununla birlikte öpüşmeyi iyi bilen çiftler tarafından gerçekleştirilen öpüşme şeklidir. Tarafların birbirlerini kısa aralıklarla, kısa süreli ve vahşi şekilde öpmeleriyle gerçekleşir. Bu kısa öpüşmelerde ısırma, dişleme gibi vahşi bir tarz ön plandadır. Bu öpüşmeyi yapan çiftlerin gözlerinin açık olması ve birbirlerine küfreder gibi bakmaları bu öpüşmenin olmazsa olmazlarındandır, belki de bu öpüşmeyi tanımlayan durumdur. Çift birbirini öperek iter, kafa atar gibi dudaklarını ısırırlar, hatta sonrasındaki sevişmenin şiddetine göre dudaklar kanayabilir bile. Uzun süredir sevişmeyi bekleyen, ama buna fırsat bulamamış çiftlerin birbirlerine yaptıkları kurdur diyebiliriz.
 
11. Kadının erkeğin kalçasını avuçladığı öpüşme türü.
Kadının ön planda olduğu, erkeği ayarttığı ya da ayartmaya çalıştığı, sevişme öncesi öpüşme türüdür. Kıç avuçlamanın karşılıklı olması durumunda sevişmenin bir tık öncesi diyebiliriz, ancak daha ziyade erkeğin çekingen, kadının ise onu baştan çıkarmaya çalıştığı anların öpüşmesidir. Kıçı avuçlandığında kaçmak isteyen erkeği alt dudağından ısırarak kaçmasını engellemek tipik bir davranıştır. Üstünden şaşkınlığı atan erkeğin de kendini vermesiyle öpüşme yavaştan ön sevişmeye doğru kayar. Ancak bu tür öpüşmelerde, böyle bir muameleye alışık olmayan erkek tarafı %80 kaçma eğilimindedir. Kadının böyle çılgınlıklar yapmasına aşina olmayan bir erkeğe yapılması kırıcı sonuçlara yol açabilir. Toplum içinde, açık alanlarda yapılması Avrupa’da, özellikle Fransa’da falan tebessüm ile karşılanırken. Türkiye’de öpüşürken erkeğin kalçalarını avuçlayan kızı mahalleli kınar, esnaf döver, polis taciz eder. Onun için Türkiye gibi tutucu ülkelerde bu öpüşme mümkün olduğunca kapalı mekanlarda yapılmalıdır. Son olarak bu öpüşme biçimini sarhoş kız öpüşmesi olarak da adlandırabileceğimizi belirtelim. Sarhoş olan her 10 kızdan 9’u erkek arkadaşını bu şekilde öper.
 
12. Kadının erkeğin boynundan asıldığı öpüşme türü.
Nispeten tutkulu bir öpüşmedir. Kadının boyunun erkekten kısa olmasını avantaja dönüştüren, kadının erkeğinin boynundan adeta asılarak kendini ona doğru çekmesiyle gerçekleştirilen bir öpüşmedir. Ülkemizde açık alanlarda bu tür bir öpüşme görmek pek mümkün değildir, ancak Avrupa’da ve Amerika’da özellikle ayrılma sahnelerinde, garlarda, havaalanlarında görülen en yaygın öpüşme biçimidir. Bu öpüşmede asıl figür kızdır ve öpüşmeyi başlatan büyük ihtimalle erkeğin boynuna dolanmış olan kız tarafıdır. Erkeğin pasif kaldığı, kızın etrafına aldırmadan hoyratça erkeği öptüğü bir öpüşmedir. Onun içindir ki tutucu ülkelerde açık alanlarda yapılmasının sonuçları yine esnaftan dayak yemeye, zabıta tarafından su dökülerek ayrılmaya kadar varabilir. Öpüşmenin bitmesinin ardından çiftlerin kafa kafaya verip bir süre öyle kalmaları, ardından ani bir hareketle ayrılmaları ve ayrılan tarafın giderken diğerinin arkasından bakması sık görülen uygulamalardandır. Her ne kadar ateşli bir öpüşme gibi dursa da genellikle bir süre ayrı kalma öncesinde yaşandığı için aynı zamanda duygu yüklü bir öpüşmedir. Bunun bir de kavuşma versiyonu vardır ki, o artık iyice uçarı çiftler tarafından kızın erkeğin kucağına hoplamasını takiben vuku bulur ve kısa sürelidir. Çünkü daha eve gidip sevişilecektir.
 
13. Kadının erkeğin beline sarıldığı öpüşme türü.
Tutku seviyesi düşük, parti, bar, disko öpüşmesidir. Hatta okulların yıl sonlarında görmeye alışık olduğumuz bir öpüşme türüdür. İlk öpüşmede ellerini nereye koyacağını bilmeyen çiftler için birebirdir. Bundan dolayı ilk öpüşmelerin öpüşme biçimidir diyebiliriz. İçinde acemi bir tutku, bastırılmış cinsellik ve bolca heves barındırır. Bu öpüşme ortak kararla vuku bulur. Öpüşmek için ilk hamlenin kimden geldiği önemsizdir, kız da olabilir erkek de. Çok detaya girmeyen, yalın bir öpüşmedir, mesela “French kiss” göremezsiniz bu öpüşme türünde. Türkiye’de en yaygın öpüşme türü budur, liselilerin vazgeçilmesidir. Çift oturuyor olsa bile rahatlıkla uygulanabildiği için kullanım kolaylığı sunar. Bu öpüşmenin devamında bir sevişme olması olası değildir. Kişilerin kaç zamandır görüşüyor olduğuna, bulundukları mekana, arzu seviyelerine göre boyundan asılarak öpüşmeye dönebilir ve devamında sevişme vuku bulabilir. Ama dedim ya düşük bir ihtimal.
 
14. Öpüşürken kadının dudaklarını ağzın içine almak.
Dışarıdan bakıldığında kötü görünen, kadın için pek de zevki olmayan, erkeğin ise neden yaptığını bilmediği bir acayip öpüşme şekli. Kadının ağzının (komple dudakların) ağzın içine alınarak emilmesi şeklinde gerçekleştirilir. Ancak uzmanlar tarafından kesinlikle önerilmeyen bir stildir. Ama oldu ki bi bok yediniz kadının dudaklarını aldınız ağzınızın içine, panik yapmayın, usulca emip bulduğunuz gibi bırakın. Uzun sürmesi durumunda sonuçları hiç de iyi olmaz. Bir diğer yol ise bu rezilliğin farkına varır varmaz işi French kiss’e döndürmektir ki her babayiğidin harcı değildir. Böyle önce dille dudakları aralayacaksın, üst dudağı ağzının içinden kaydırırken, alt dudağı sıkıca kavrayıp dili bademciklere değdireceksin falan zor iş. Sen kadının ağzını komple yutağa çek sonra French kiss’e nasıl dönerim diye yol ara, olacak iş değil.
 
15. Kadının erkeğin ağzını kapatarak bitirdiği öpüşme.
“Ben de istiyorum ama şimdi, burada, bu zamanda olmaz” öpüşmesidir. Kadın kendini tutmak için erkeğin ağzını kapatarak hem çok istiyorum hem de şimdi değil mesajını çok güzel verir. Ardından erkeğin ağzını kapattığı elinin üstüne başını koyarak pişmanlığını, üzüntüsünü dışa vurur. Erkek bir yer temin ederse, olumsuzlukları giderirse deli sevişme olur ancak kaygılı kadının endişeleri giderilmezse bir adım öte geçmek mümkün değildir. Bir anda başlayan, olmaması gereken öpüşmelerdir aynı zamanda. Mesela evli erkek, bekar kadın öpüşmeleri bu sınıfa ait en klasik öpüşmelerdir. “Öpüşmek istiyorum ama evlisin” mesajı çok nettir.
 
16. Kadını en yakın duvara dayayıp yapılan öpüşme.
Kapalı mekan öpüşmesidir, aynı zamanda erkeğin sevişme isteğini en güçlü şekilde dışa vuran öpüşmedir. Duvara yaslar kollarını yukarı kaldırıp iki yana açar, yavaş yavaş aşağıya iner… Eğer kadın bu noktada müdahale etmezse al sana sabaha kadar seks. Ama bu noktada kadın, hayır derse meali “sadece oynaşalım sevişmeyelim”dir. Erkek ne kadar üstelerse üstelesin o noktada hayır diyen kadın geri dönmez. Abartıp donu falan çıkarmaya kasanlar okkalı bir tokat eşliğinde bu mükemmel öpüşmeden de mahrum kalırlar.
 
17. Bonus
Bir de böyle bir şey var ama cidden denemenize hiç gerek yok. Amuda falan kalkmanız gerekir ki gerçekten çektiğiniz eziyete değmez.